Büşra anlatıyor - Tanışma hikayemiz epey enteresan oldu. Emek beni bir gün dans okulunda uzaktan görmüş ve kendi kendine "Acaba bu kız benimle dans partneri olur mu?" demiş. O esnada yanında olan bir arkadaşı, "O kız sana göre çok deneyimli ve iyi bir dansçı, hayırlısı..." demiş Yarışmacı çalışma grubunda ikimizde farkı partnerlerle dans ediyorken, hocamız Kutsal Zeren, "Büşra, sen Emek'e geç..." dedi. Ben de Emek'i tanımadığım için etrafıma bakındım. Ardından ilk dansımızı ettik ve bir haftaya kalmadan partnerlik teklif etti. O günden bugüne 5. yılımızı tamamladık.

Evlilik teklifini önce depo dansta başlayıp bebek sahilinde sona eren bir oyunla aldım. Benim için unutulmaz bir yolculuktu.

Emek anlatıyor - Egitmenlik yatigimiz dans okulunda Büşra'ya bir oyun hazırladım. Tam net hatırlamıyorum 4 sene kadar oldu ama 5 ya da 6 aşamadan oluşuyordu. Tüm yakın arkadaşlarımı örgütledim. Her oyundan sora bir arkadaşım ona zarf verdi ve bir sonraki oyuna yönlendirdi. 1. oyunda bizim ilk tanıştığımız noktaya gitmesi gerekiyordu. Sonrasında Kutsal hoca ona bi zarf verdi. Zarfta Depo Dansın yani dans okulunun haritası vardı. O haritada 6 yere gülücük koydum. Oralara gitti ve 6 tane bilmeceyi çözdü. Ardından Can ve Betül isimli arkadaşlarımıza gitti. Sora onlar ona çözmesi için bir labirent verdi. O labirenti çözünce Hande isimli arkadaşımıza gitti.

Ardından Hande ona bir hamur kutusu verdi. Her hamurun içinde birer harf var onları doğru şekilde birleştirince Ufuk Taze isimli arkadaşımıza gitti. Ardından Ufuk ona birleştirmesi için bizim fotografimizin olduğu bir puzzle verdi. Puzzle'ı çözdü ve arkasını çevirdiğinde Ersin isimli arkadaşımıza gitti. Ersin'de de bir zarf vardı bunda da şey yazıyordu. "Bazen en parlak ışık, zifiri karanlıktan gelir."  Okulda tum işıkları kapattılar. Elindeki kağıtta fosforlu kalemla yazilmis sekilde ''Bebek'' yazıyordu. Arabaya atlayıp Bebek'e geldiler. Orda evlenme teklif ettim. Beraber mini bir boğaz turu yaptık.
 Büşra anlatıyor - Kına Gecemiz Bahçeşehir'de bir mekanda oldu. Sıcak bir ortamda gerçekleşti ve çok keyifliydi. Nisan icin Siyah ve altın rengi pullu bir abiye giydim.
 Dugunumuzun yazın olmasını tercih ettik. Yazın sonunda havalar çok sıcak değilken olması hem gelen misafirlerimiz için hem bizim için daha rahat olacağını düşündük.  İki hatta üç düğünümüz oldu. Eşimin ailesinin Adana'da, benimkinin İstanbul'da olması nedeniyle böyle bir karar aldık. Bir de Gelingeliyor ailesinin bizler için düzenlediği düğün var tabiki. Adana'daki düğünümüz şehrin en köklü otellerinden biri olan Seyhan Otelinin balo salonunda gerçekleşti. İstanbul'daki düğünümüzü ise Yıldız hisarında yaptık. Biri kapalı balo salonunda diğeri ise açık havada oldu.
 Gelinliğimi Fatih'teki bir gelinlikçiden aldım. Epey firma ve mağaza gezdikten sonra karar verdim. Hem fiyatların uygunluğu hem de istediğim "Prenses Modeli" orada buldum.

İki düğünde de yaklaşık 150-200 kişi civarı misafirimiz vardı. Düğünde somut olarak bir tema belirlemedik fakat çevremizde çok fazla dansçı arkadaş olduğu için sanırım temaya "Dans" dememiz yanlış olmaz. Hatta İstanbul'daki düğünde o kadar çok dans ettik ki bir süre sonra insanlar pistten inip telefonlarıyla bizleri ve arkadaşlarımızı çekmeye başladılar. Düğün bittiğinde bir çok kişi sayenizde hayatımızda hiç görmediğimiz bir düğün yaşattınız dediler. Bizi oldukça mutlu etti bu düşünceler..

Düğün Fotoğraflarımız İçin calıştığımız firma Asist Ajans firmasıydı. İlk olarak gün içerisinde bizleri evden aldılar. Kuaförde çekimlere başladılar ve burada epey zaman harcadık. Ardından düğünün yapılacağı Yıldız Hisar Tesislerine geçtik. Orada çekimlerimize devam ettik. Düğün gecesi boyunca da baya mesai harcadılar. Düğünden bir hafta sonra da dış mekan çekimi yaptık. Bu epey mantıklı oldu.

Yeni evlenecek çiftlere kesinlikle öneriyoruz. Rumeli Feneri'nde muhteşem bir gün geçirdik. Sonrasında çıkan fotoğraflar düğünümüzle ilgili en özel anlardan biri oldu.

Davetiyelerimizi Fatih-Cağaloğlu yokuşunda bir firmadan yaptırdık. O bölgede çok güzel firmalar var tavsiye ediyoruz. Gelin arabamız da 1955 Model pembe Chevrolet idi. Firma yetkilisi kullandı. Sade beyaz çiçek süslemeler yapılmıştı. Yazı kullanmadık.

Gelin makyajımı Ergin Badur kuaföre yaptırdım. Göz makyajım daha koyu dudaklarım ise natureldi. 

Düğünümüzde iki farklı dans yaptık. Girişte bir Salsa Romantica parçada küçük bir performans sergiledik. Ancak asıl dansımızı düğün sonrasında gerçekleştirdik. Kendimize özel yaklaşık 2 haftada hazırladığımız koreografimizi kostümlerimize sahneledik. Şarkının ismi Nuvole Bianche (Beyaz Bulutlar) idi.

En duygusal an icin sanırım buna ikimiz de aynı cevabı veririrdik. Kesinlikle salona attığımız ilk adım, ailelerimizin bizlere bakışı ve o anki hissettiklerimiz bambaşkaydı.

 Tatil amaçlı yurtdışını tercih ettik. İtalya'yı çok merak ediyorduk ikimizde. İlk olarak 5 gün Roma'da konakladık. Roma'nın aşk şehri olduğunu biliyorduk. (Tersten okununca Amor:Aşk anlamına geliyor.) Gerçekten tam anlamıyla muazzam geçti. Ardından 2 gün Milano'ya geçtik. Sonrasında da Berlin'de tam o tarihlerde olan 4 günlük bir dans festivali vardı. Balayını onunla sonlandırdık. İnsanlar bize balayında bile dans festivaline gidiyorsunuz, siz normal değilsiniz diyorlardı. Fakat bizim için dans inanılmaz bir tutku.. Bu konuda aynı hislere sahip olduğumuz için çok şanslıyız.